Cumhurbaşkanı/AkParti Gen Bşk Erdoğan, MHP Gen Bşk Bahçeli ve 6’lı Masa’daki genel başkanlar, Taksim’de bombanın patlatıldığı yerde toplanarak terörü hep birlikte lanetlemeliydiler.
Terör iktidar-muhalefet meselesi değil, tüm milletin meselesidir; iktidar terörle etkin mücadeleye zorlanmalıdır Teröre karşı bir ve beraber olunmadıkça, halkın kahır ekseriyeti terörü Taksim’de toplanarak yüksek sesle terörü lanetlemedikçe terörle mücadelede başarıya ulaşılamaz.
İspanya’da ETA’yı silah bıraktıran milyonların katıldığı gösteriler gibi gösteriler yapılmadığı sürece etnik; bölücü terör bitmeyecek, anaların gözyaşı dinmeyecektir. Söz konusu vahim saldırı bile şartları oluşturulmamış yapay bir sükunettir; gerekenler yapılmazsa her zaman daha şiddetli saldırılar olabilir.
İngiltere’de teröre karşı olmayan hiçbir şekilde kitle iletişim araçlarını kullanamaz; 15 milyonluk bir şehirde 300-500 kişi terörü lanetleniyor, Barolar Birliği lanetlemiyorsa burada terör saldırısı her zaman olur. Sadece teröristle mücadeleyle terör bitirilemez, eşzamanlı olarak terörle de mücadele edilmeli; terörün insan, finans ve lojistik kaynakları kurutulmalıdır, içerden ve dışarıdan aldığı destek yok edilmelidir.
Erdoğan muhalefeti Taksim’e çağırmadıysa, 6’lı Masa Taksim’de toplanıp Erdoğan ve Bahçeli’yi çağırmalıydı. Gelmez veya 6’lı Masanın İstanbul’da toplanması herhangi bir gerekçeyle engellenirse faturası önlerine konurdu.
C.Rice’ın aşağıda belirttiği gibi; kamuoyu savaşa bile zorlayabiliyor, iktidarın elini güçlendirir, ABD’nin de politikalarını Türkiye’nin lehine değiştirebilir. Türkiye’yi kaybetme pahasına ABD terör örgütüne destek veremez.
ABD Dışişleri Bakanı C.Rice Washington’daki yıllarını anlattığı kitabında Türkiye’ye de geniş yer ayırdı. (2008) Rice: Irak’ta şartlar az da olsa düzeldi ama bu kez de sınırda Kürtler ve Türkler arasında yeni bir fırtına koptu. 17 askerin ölümü sonrası Türk meclisinden sınır ötesi operasyon tezkeresi geçmişti. Büyük ihtimalle KDP’nin (Mesut Barzani’nin iktidar partisi) silahlı kanadı bu tür bir saldırıya karşı koymak isteyeceğinden küçük çapta bir savaş olasılığı bile vardı.
Bu son PKK saldırısı sonrası Türkiye’nin ‘kontrol altına alınıp alınamayacağından’ emin değildim. Başbakan Recep Erdoğan’ı arayarak operasyonu ertelemesini istedim ve ABD’nin müttefik Kürtlere baskı yaparak militanlara karşı harekete geçirmeye çalışacağına dair söz verdim.
Bence Türkler haklıydı. Basına bu konuşmayı aktardım ama Türklerin haklı olduğu bölümü atlayarak... Ankara’yı yatıştırmak gerektiğine inanıyordum ama Erdoğan’a K. Irak işgali için neden (koz) vermek istemiyordum.’ dediği zaman (Aktütün ve Dağlıca karakollarına saldırı yapılmış birinde 18, diğerinde 28 şehit vermiştik.
Saldırıların görüntüleri çok daha vahimdi, Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanıydı. Metrelerce kara rağmen 35 bin kişilik askeri güç Kuzey Irak’a girdi. Erdoğan Anadolu Ajansı (AA) aracılığıyla ‘Millete sesleniş’ konuşması paylaştı: ‘Son terörist etkisiz hale gelinceye kadar operasyon sürecektir, gerekirse Bağdat’a kadar gidilecektir’ derken, C.Rice operasyonu kısa ve sınırlı tutun’ dedi. Anıt ‘Kısa süre’ göreceli kavramdır, 3 gün de 3 yıl da kısa süre olabilir’ dedi.
Erdoğan AA’dan ‘Millete sesleniş’ konuşmasının hemen geri çekilmesini istedi. AA geri çekti, ancak aboneler kopyasını aldı. Yukardaki açıklama geri çekilen konuşmadan alındı. İkinci paylaşımda operasyonun amacına ulaştığı ve bitirildiği açıklandı. Dönen askerler Zap suyu kenarında pusuya düşürüldü, 8 şehit daha verdik.
C.Rice: Ankara’da halkın kızgınlığını gördüm. Ankara’ya indiğimde halkın kızgınlığı açıktı. Milliyetçi pankartlar her yerdeydi. Genç Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile basın toplantısında ABD’nin tüm gücüyle PKK’yı çökertme girişimlerini destekleyeceğini ve PKK’nın ortak düşman olduğunu açıkladım. Erdoğan ve Gül ile görüşmelerimizde Türklerin şiddet istemediğini ama kamuoyu tepkisiyle buna zorlandıklarını gördüm. Onlar söylemese de Türk ordusunun çatışmayı istediğini anladım.
Rice’ın da söylediği gibi; toplumun etkin talebi karşısında T.C. Hükümeti de, ABD de gerekeni yapacaktır. Ancak Türk milleti sesini yükselterek etkin bir tepki göstermiyor, ne hükümeti ne de ABD’yi yeterince uyarabiliyor. Bugün Taksim’e gitmeyenler, yarın cepheye gidecekler, bir şekilde ikisine de gitmeyenlerin ya çocukları ya torunları savaşa gidecektir. Onlar çocuklarına savaş miras bırakan hainler olarak tarihe geçecektir.